İKİ KIZ BİR OĞLAN
Yarıyıl tatili için Eskişehir’den İzmir’e ailesiyle halasının yanına gelir Nevval ve Nigâr. İki kardeş, halalarının oğlu Tayfun’un yaramazlığıyla nasıl baş edeceklerini düşünürken, olaylar öyle gelişir ki pek çok şeyi onunla paylaşırlar. İzmir’e giderken tren yolculuğunda Çiğdem Öğretmen’le tanışmışlardır. Onunla da buluşulacaktır. Tayfun’un platonik aşkı Zerrin’le ilişkisi, Emre’nin bu ilişkideki etkisi, roman boyunca okurun merakını diri tutar. Serüvenler sürekli heyecan ve ilgi duyularak izlenir. Antik Bergama Kalesi, İzmir’deki Tarihî Asansör, Reşat Nuri Güntekin Kütüphanesi, Karşıyaka Devlet Tiyatrosu olayların akışına koşut olarak, okurla birlikte gezilen, görülen ilginç yerler arasındadır.
Birlikte geçirilen bir hafta, paylaşılan sırlar, öğrenilen yeni bilgiler, edinilen dostluklar; roman kahramanı çocukların ilk gençliğe adım atacakları bir dönemde yeni başlangıç oluşturur yaşamlarında. Farklı dünyalara açılan pencerelerden bakıp yaşamdaki ortak noktalardan geçerek özgünleşen ve özgürleşen kahramanların her biri, bu birikimden kendi payını alır ve daha güvenle bakar hayata. Birlikte yaşanan bu bir haftanın, geleceklerini nasıl etkileyeceğini okurlar gibi kendileri de merak ederler…
Yolculuğun başlangıcında Nevval, "İşte bu yolculukta da değişik yerler görecek, insanlar tanıyacak, çok ileride, geriye baktığımızda kim bilir hangi duygularla anımsayacağımız bir kesit yaşayacağız. Dönüşte, eski ‘ben’ olmayacağımı biliyorum. Değişeceğim, ama nasıl, bilmiyorum…” diye düşünmüştür.
Değişim başlamıştır bile… Büyümek, belki de değişimin ta kendisidir…
Değişimi, gelişime döndürmenin sırrı da bu romanda gizli.
Sayfa Sayısı: 248 Sayfa
Ebat: 13x19 cm